Talep 13: EGM Sivil Memurlarının Operasyon Tazminatından Faydalandırılması Talebi

Özet: Emniyet Teşkilatında çalışan sivil memurların, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararı ile kesinleşen hüküm doğrultusunda, hukuken polis olmasalar dahi fiilen aynı işi, riski ve faaliyet bütünlüğünü paylaştıkları tespiti gerekçe gösterilerek, 375 Sayılı KHK'nın 28. Maddesinin (A) fıkrasına istinaden Operasyon Tazminatından yararlandırılması talep edilmektedir. Bu mali hakkın sağlanması amacıyla yasama organına (TBMM'ye) raporlama ve başvuru süreçlerinin başlatılması ve sendikaya bu konuda bilgi verilmesi istenmektedir.

KİK Metni: Emniyet Genel Müdürlüğünün 28.03.2025 tarih “İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları” konulu ve 19 Sayılı Genelgesinde, Genel Kolluk Kuvvetleri (Emniyet Teşkilatı) 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği kanunu kapsamı dışında bırakılmıştır. Ayrıca 12 Haziran 1989 tarih ve 89/391/Eec sayılı Konsey Direktifinde de önlem alınması imkansız faaliyetlerin iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı dışında tutulacağı kabul edilmektedir. Direktifin 2. maddesinin ikinci fıkrasında “Bu direktif kendine has özellikleri olan silahlı kuvvetlerde, polis teşkilatında, sivil savunmada uygulanmayacaktır.” denilerek Emniyet Teşkilatı yine kapsam dışı bırakılmıştır.

Danıştay İdari Dava Daireler Kurulunun 08.05.2024 tarihli E.2023/2546 ve K.2024/1009 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen Danıştay 10. Dairesinin 24.11.2022 tarihli, E.2018/1392 ve K.2022/5417 sayılı kararında, “... Buna göre anılan sivil memurların genel kolluk görevlisi olarak kabulüne olanak bulunmamakta ise de, genel kolluk kuvvetlerine yardımcı nitelikteki faaliyetlerinin bir bütün olarak genel kolluk kuvvetleri faaliyetlerine dahil olduğu, söz konusu hizmetlerde emniyet hizmetleri sınıfına dahil personel ile birlikte görev ifa ettikleri, hizmetin ve faaliyetlerin bütünlüğü de dikkate alındığında, aynı işyerinde ve faaliyette görev ifa ettikleri, hizmetin ve faaliyetin bütünlüğü de dikkate alındığında, aynı işyerinde ve faaliyette görev yapan genel kolluk görevlileri ile sivil memurların fiziksel olarak ayrılmasına fiili imkan bulunmadığı gibi, 6331 sayılı kanun bakımından, hizmet sınıfları ayrımına göre farklı statüde olduklarının kabulüne de olanak bulunmadığı…” kanaatine ulaşılmaktadır. 

Her ne kadar bu yaklaşım İş Sağlığı ve Güvenliği ile ilgili olsa da yukarıda izah edilen mevzuat ve mahkeme kararları ile sivil memurların hukuki olarak polis olmasalar da fiilen aynı işi ve riski paylaşan, ayrılamaz bir bütünün parçası oldukları ve özellikle İş Sağlığı ve Güvenliği açısından polislerle aynı statüde değerlendirilmeleri gerektiği anlaşılmaktadır.

Bu bağlamda aynı işi ve riski paylaşan sivil memurların da 375 Sayılı KHK’nın 28. Maddesinin (A) fıkrasına istinaden operasyon tazminatından yararlandırılması için yasama organına raporlama ve başvuruların yapılması ve bu başvurular hakkında sendikamıza bilgi verilmesi talebimizdir.